İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü‘nde okuduğumuz yıllarda Genel Psikoloji ve Sosyal Psikoloji derslerimize Lütfi Öztabağ giriyordu. Kendisi son derece beyefendi, her gün tıraşını olan son derece bakımlı bir İstanbul beyefendisi idi. Liseler için psikoloji ders kitabı yazdığını da hatırlıyorum. Diğer birçok öğretmenimiz gibi o da aramızda yok artık. Mekanları cennet olsun. Genel Psikoloji dersinin ana kaynağı Norman L. Mun’un yazdığı “Psikoloji – İnsan İntibakının Esasları” kitabı idi. Kapağı kırmızı çerçeveli Milli Eğitim Bakanlığının Öğretmen kitapları serisinden olan bu yayın hala gözümün önündedir. Şimdilerde çok az kişinin hatırladığı bu kitaplar çok kaliteli ve kıymetli kitaplar idi. Şimdilerde sahaflarda belki rastlayabiliriz bu tür eserlere.
Lütfü Öztabağ da derse hep bu kalın kitapla gelirdi. Pek bakmasa da kürsüde hep önünde dururdu. Kitabı noktasına, virgülüne ve hatta dip notuna kadar yutmuştu adeta kendisi. Bu kitapta her konunun sonunda 1-2 sayfalık “Hülasa” diye bir bölüm vardı. Öğrenci kurnazlığı ve kolaycılığı ile birçok arkadaş bu kısmı okumakla yetiniyor hatta öğretmenimize “Hocam bu hülasaların da hülasası yok mu?” diye soruyorlardı. Okuldan mezun olup öğretmenliğe ya da mesleki toplantılarda monitörlük yapmaya başlayınca kaşık kadar bilgiyi sunmak için kazan kadar bir birikime ihtiyaç duyulduğunu öğrenecek ve onun da gereğini yapacaktık.
Tanıtımını yaptığım “Her İnsan Gördüğü Rüyanın Tabiridir – İnsan Ruhuna Derin Bir Yolculuk” kitabı tam da hülasanın da hülasası diyebileceğimiz bir yayın. Psikanalizin kurucu babası olarak bilinen, kendisinin birçok eseri olduğu gibi hakkında olumlu olumsuz çok şey yazılan Sigmund Freud ile ilgili 70 sayfadan oluşan bu küçük kitapçığı Yılmaz Şener yayına hazırlamış. Freud’u merak eden ve onunla ilgili uzun ve kapsamlı yayınları okumaya isteği, vakti ve niyeti olmayanlar bir saatte bu özet kitabı okuyarak meraklarını giderebilirler.
Kitapçıkta Freud’un geliştirdiği bilinçli zihin, bilinçdışı dünya ve ön bilinç kavramları ile giriş yapılıyor. Daha sonra bu yeterli bulunmayarak İD (Bencil,karanlık,haz arayan ve kontrol edilemez yan), EGO (Gerçek ve bilinçli yan), ve SÜPER EGO (İnsan ruhunun vicdan taşıyan ve toplumsal kurallara yanıt veren kısmı) kavramlarını geliştiriyor. Freud Ego ve İd’i , at ve atın binicisi olarak tarif ediyor. At enerji sağlar ama nereye gideceğine binici karar verir şeklinde bir benzetmesi var.
Rüyalar Freud’un en çok üzerinde durduğu konuların başında geliyor. Ayrıca Freud’a göre cinsellik ve cinsel gelişim (Oral, anal, fallik gizil ve genital evrelerden geçerek) psikanalizin ilk aşamasından itibaren kuramının en temel direği olarak kabul ediliyor. Çocukluğa özellikle ilk beş yıla çok önem atfeden Freud kişiliğin büyük bir kısmının bu evrede şekillendiği iddiasında bulunuyor.
Oedipus (Erkek çocuğun anneye duygusal yönelimi) karmaşası da Freud’un psikolojiye bir başka armağanı denebilir, insan hayatındaki dil sürçmeleri, yanlış okumalar, yanlış duymaklar unutmaların anlamı olduğu ileri sürülür Freud tarafından.
Freud’un toplumsal yapıya ilişkin de ilginç görüşleri açıklanıyor kitapçıkta. Uyum sağlama ve buna ilişkin geliştirilen mekanizmaları da Freud kazandırmış psikoloji dünyasına. Kendisi bir ateist olan Freud’un dine ilişkin görüşleri de son derece köşeli. Freud’un görüşleri ile ilgili özetin de özeti diyebileceğimiz bu kitapçıkta her zamanki tanıtımlarda olduğu gibi ilginç bulduğum birkaç cümleyi aşağıya aldım.
- Her insan gördüğü rüyanın tabiridir.
- Her birey ötekinin özgürlüğüne katlanır.
- Özgürlük medeniyetin insana bir armağanı değildir. Hiç medeniyet yokken insanlar çok daha özgürdü.
- İfade edilmemiş duygular asla ölmez; sadece diri diri gömülür ve sonradan daha korkunç şekillerde tezahür ederler.
- Yaşamın büyük bir değeri yoktur, fakat ondan başka bir şeyimiz de yoktur.
- Rüyalar bize, bastırılmış olanın normal insanda da var olduğunu ve ruhsal etkinliğine devam ettiğini gösterir. Rüyanın bizzat kendisi bastırılmış olanın dışavurumudur.
- Uygarlıkla birlikte gelişen bedeni gizleme alışkanlığı, cinsel merakı uyanık tutar ve kişi onun saklı bölümlerini ortaya çıkaracak cinsel nesneyi tamamlamak ister.
- Acı vermekle haz duyan kimse, duyabileceği acıdan da zevk alma gücüne sahiptir.
- Hata yaptıkça gerçeğin tamamı keşfedilir.
- Bir insana vazgeçilmez olduğunu hissettirdiğinizde ilk vazgeçeceği kişi siz olursunuz.
“kaşık kadar bilgiyi sunmak için kazan kadar bir birikim”
ne kadar guzel soylemissiniz
Değerlendirmelerin ve katkıların için çok teşekkürler Mehmet bey.
L. Öztabağ’lı günlere gidip dönerken Okuturlar’a da rast geldim. Eline sağlık.
L. Öztabağ’lı günlere gidip dönerken Okuturlar’a da rast geldim.
Eline sağlık.
Evet Sevgili Emin. Lütfü Öztabağ, Mehmet Okuturlar, Kemal Sürekli, Ömer Er, İzzettin Alıcıgüzel, Salih Otoran ve niceleri……Allah hepsinden razı olsun.