Yurtdışına yaptığımız seyahatlerinden dönerken çamsakızı çoban armağanı kabilinden eşe dosta ufak tefek hediyeler alıyorduk. Çin ve Hong Kong ziyaretlerinden dönüşte de aynı şeyleri yapıyorduk. Burada evlerde, alışveriş merkezlerinde çokça rastladığım, hediyelik eşya satan dükkanlarda da en çok rağbet edilenlerden bir tanesi de çeşitli renk ve büyüklüklerdeki kedi heykelciği idi. Biz de zaman zaman bunlardan alarak tanıdıklarımıza verdik. Ne var ki herkes tarafından rağbet görülüp alınan bu objenin anlamı ile ilgili sorulara çok doyurucu cevap veremediğimi de belirtmeliyim. Hele sürekli salladığı kolu ile selam mı veriyor, veda mı ediyor yoksa bizdeki argo anlamda hareket mi çekiyordu? Bu ve bunun gibi soruların cevap bulması gerekiyordu. Bu yüzden bu konuda artık bir yazı yazmak şart oldu diye düşündüm.
Çin ve Hong Kong mağazalarında bu şanslı kediye çok rastlanmasına rağmen birçok kaynaklarda çıkış yerinin Japonya olduğu belirtiliyor. Doğuşu ile ilgili farklı efsaneler söyleniyor. Japon hükümdarının avlanırken bir kedinin kendisine yol göstererek yıldırımdan koruduğu, hükümdarın ona minnettar kalarak korumasına aldığı biçiminde bir rivayet var. Yine başka bir söylentiye göre savaş sırasında yolunu kaybeden savaşçılara tapınağın yolunu göstererek savaşı kazanmalarını sağladığı ile ilgili bir efsane mevcut. Bir başka hikâyeye göre 1852’de İkoma’da yaşayan yaşlı bir kadın fakirlik yüzünden bakamadığı kedisini bırakmak zorunda kalıyor, ancak rüyasına giren kedi “Benim suretimde oyuncaklar yaparsan sana şans getiririm” diyor. Kadın bu sözü dinleyerek kedi şeklinde heykelcikler yapıp satıyor ve fakirlikten kurtuluyor. Bu ve benzeri efsaneleri daha da sıralamak mümkün.
Nihayetinde kökeni ve hikayesi ne olursa olsun kedilerin şans getirdiğine ilişkin bir inanç yerleşiyor ve yaygınlaşıyor. Hareket eden kolun sağlık, bolluk, bereket, mutluluk gibi insan dünyasına iyi gelen kavramları çağırdığına inanılıyor.
Bez, ahşap, tahta, porselen gibi maddelerden yapıldığı gibi çok pil ve güneş enerjisi ile çalışanları da var. Bu kediciğin uğur getirdiğine inanıldığı için otellerde, restoranlarda, marketlerde ve irili ufaklı birçok işletmede bu heykelciğe rastlamak mümkün. Biraz da ticari düşüncenin inançları fırsata dönüştürme yeteneğinden hareketle çeşitli renkteki kedicikler imal edip bunlara farklı anlamlar yükleyerek pazar yelpazesini genişlettiği de düşünülebilir. Piyasada en çok beyaz ve altın sarısı renkli olanlarının olduğu bu kediciklerin renkleri ve mekanlarda konulacak yerleri üzerine bile belli bir kültürün geliştiğini söyleyebiliriz. Kısaca belirtmek gerekirse;
Siyah kedicik- Her türlü tehdide, kötülüğe ve düşmana karşı korumayı sağlar.
Mavi kedicik- Uyumu, huzuru ve mutluluğu çeker
Altın rengi kedicik- Zenginlik ve parayı davet eder
Yeşil kedicik- Hastalıkları iyileştirir, öğrencilere derslerinde yardımcı olur.
Pembe kedicik- Aşkı ve romantizmi davet eder.
Kırmızı kedicik- Kötülüğe ve hastalıklara karşı koruyucu olduğuna inanılıyor.
Beyaz kedicik- Saflık ve mutluğu davet ettiği düşünülüyor.
Kısacası renkli şirin kediciklerimizle ilgili söyleyeceklerimiz bunlar. Dünyanın her yerinde insanlar bir şeylere inanmak istiyor. Bizdeki “Fala inanma ama falsız da kalma” sözünde olduğu gibi nihayetinde insanlar kendilerini iyi hissediyorlarsa mesele yok. Sadece saygı duymak lazım.
Teşekkürler faydalı bilgiler için. Diğer renkler ok ama buralarda mavi olanına hemen hiç rastlamadım desem yeridir.
Teşekkürler Dinçer Bey.
Güzel kedicikler tanışmamız çok iyi oldu. Her rengi başka güzel. İnşallah mavi olanına da rastlarsınız.