Ortaya koydum
Tüm geleceğimi
Üstelik elim de iyiydi
Kare as’a karşılık
Onda olsa olsa üç yediliydi.
–
Eller açıldı,kartlar görüldü
Ve beş benzemezin
Kare as’ı geçtiği gün o gündü.
Necmi Mola'nın Kaleminden..
Ortaya koydum
Tüm geleceğimi
Üstelik elim de iyiydi
Kare as’a karşılık
Onda olsa olsa üç yediliydi.
–
Eller açıldı,kartlar görüldü
Ve beş benzemezin
Kare as’ı geçtiği gün o gündü.
Ey insanlar
şaşıyorum hepinize
ve de en çok
yok yere üzülüp
yok yere sevinmenize
–
kahroluyorsunuz
çoğunuz
tuttuğunuz takım yenilince
sevinçten uçuyorsunuz
bir de ellibirde
ikinci jokeri çekince
Necmi Mola
ve sonra
arkada bıraktıklarım
hayallerimin değişmezi,
hayatımın vazgeçilmezi
sevmek ne kelime
ve adeta taptığım
ama lakin ne kendimi
ne de derdimi anlatamadığım
biricik karım
–
artık eskisi gibi
doya doya kucaklayamadığım
oğullarım,çocuklarım
–
ne hoş olurdu
hayatın her anını
keyfini çıkararak yaşamak
ve yıllara
meydan okuyarak yaşlanmak
her halde çok zor olmalı
mevsimlik bir hevesten
ömürlük bir aşk yaratmak
25.03.2005/Necmi Mola
konuşabilmeyi isterdim
olabildiğince
rahat ve ortadan
sus…yeter…kes…tamam…ların
duvarlarına çarpmadan
–
anlatabilmeyi isterdim
yani o tarifsiz anı
yüzünüze biraz gölge düştüğünde
bizim dünyamızın karardığını
–
bilinmesini isterdim
hayatın sadece
ya hep, ya hiçten
ve renklerin de
sadece siyah ve bayazdan
ibaret olmadığını
ve insanların da
ya bendensin ya da karşımdasın
şeklinde sınıflanmadığını
–
pek anlamak istemeyiz ama
herkes kendisinin yargıcıdır
ve de hep böyle olmalıdır
ve herkesin celladı kendi içindedir
ve herkes
kendi cehennemini
kendi yaratır.
08.03.2005/Necmi MOLA
86 Temmuz’u ortası
İstanbula kavuşma coşkusu
Cağaloğlu yokuşu
Bolca egzos kokusu
Ve çiseleyen yağmur
Kafamda binbir düşünce
Ayrıca anlatılmaz
Bir gelecek korkusu
–
Atığı her adım
Bu yokuşun taşları gibi yorgundu
Ve yolun sonuna geldiğinde
Biraz solgun
Biraz da yorgundu
–
Omuzları öyle çökmüştü ki
Taşıyordu sanki
İstanbulun bütün yükünü
Ve gözleri öylesine dolmuştu ki
Yaşıyordu sanki İstanbulun bütün hüznünü
Bu yokuş
Kimleri yormamıştı ki ?
Ve kimler kimlerden
Akıl sormamıştı ki ?
–
Tanık ,sanık ,müşteki ifadesi
Ne diyordu 657 nin
Meşhur 125/A-a maddesi
Acaba hazırmıydı
Kasım ayı vergi iadesi
Nasıldı şu malum müdürün
Kooperatif sözleşmesi
Ve de ayrıca
Dergiden alınan
Komisyon yüzdesi
Fon,ristrun,yedek akçe
Fiş fatura
Acaba varmıydı irsaliyesi
–
Ve işte orada
Yavaşlayan adımlar
Ve yaşlanan merdivenler
İşte karşıdaki büroda
Bizim memurlar
–
Hemen Şu tarafta
Fulya,Müzeyyen,Fatma,Türkan
Öte yanda ise
Satı,Nehir,Nuran
Ve yürekleri
Daktilo tuşları ile atan
Ve adeta
Kaderleri kağıtlara karışmış
Kimbilir kaç kez
Ve de kaç kişi ile küsmüş
Ve kaç kere barışmış
İşte onlar,
Bizim memurlar
–
İşte orada herkes
Her şeyi söylüyor
Aylık çalışma çizelgesi
Genelge teksiri,gizli sicil
Bitirme belgesi
Acaba hangisiydi söyleyen
Hangisi idi konuşan
Ve sanki hepsi birbiri ile yarışan
–
Fatma mıydı ?,Fulya mıydı,
Nuran mıydı, yoksa Satı mıydı?
Galiba birisiydi
Örnek 19 u istediydi
Fatmanın ise bambaşkaydı çilesi
Hemen herkese yetişiyor
Aylık çalışma çizelgesi
Yeni görev bölgesi
Ayrıca turne raporu
Ve herkesin yeni ev adresi
İzinden dönenler için göreve başlama yazısı
Ramazan bey için
Çocuk beyannamesi
Ve de cok acilmiş toplantı yazısı
–
Hemen karşıda
Muharrem beyin odası
O da öylesine bakıyor
hiç eksilmeyen
Önemli bir konuğu ağırlıyor
–
Muzaffer beyin yine sert bir günü
Habire yağıp esiyor
Kimbilir hangi sebebten
Kimbilir kime
Hastir çekiyor
–
Ve başkanlar
Onlar bizim başkanlarımız
Adamışlar öylesine yüreğini
Son sürat yaşıyor
Ve sessizce yaşlanıyor
Hiç hissetmiyorlar
Günbe gün tükendiğini
–
Ve artık iki binli yıllar
Va dahası da var
Yani Münevver hanımlı yıllar
Zeki bey, Latif bey,Ahmet Koçibar
Ve de ilaveten
Erdinç Fırtına da var
Ve değişince devran
Katılınca Muzaffer Canıdemir
Tarifsiz bir acı ile
Sevinmeye dahi fırsat bulmadan
Geldi ilahi emir
–
Nasıl da değişiveriyor her şey
Daktilo sesleri yok artık
Elleri de kirlenmiyor memurlarımızın
Eskimiş daktilo şeritlerinden
Yeni sözcüklere de alıştık
Yeniden uyanırcasına rüyadan
Vizyon misyon data show power point
Word excel falan,filan
–
2004 şubatı
ve ondan sonrası
kabus dolu aylar
Onlar.bunlar,şunlar
Yine örnek ondokuzlar
Öte yakada
Kumkapı artı,Eminönü artı,Üsküdar
Rezalet diz boyu,
Maskaralıksa gırtlağa kadar
Beri yakada ise
Çıkış kumkapı varış Bakırköy
Kurtarmaz hocam
Araya bir de Topkapı koy
–
Ve artık mesaj geldi yükseklerden
Malum yönetmelik,
ve meşhur 52.maddesi
Yani şu sekiz yıl meselesi
gitme vakti geldi deniyor kibarca
yoktur başka bahanesi
1986/2005 Necmi MOLA