Ulan angut
Ulan hayvan
İçi geçmiş karpuz
çürümüş armut
ulan ekşimiş ayran
–
Ulan ahmak
Öğüt vermek senin neyine
Ne haddine düşmüş senin
Her şey üstüne şiir yazmak
–
Senin gündüzleri keyfin
Geceleri uykun kaça dursun
Alemin keyfi yerinde
Biri Amsterdam’da
Öteki Şangay’ın göbeğinde
Üstten üfürmeli
Ve alttan ısıtmalı evinde
Her hafta başka bir restaurant
Her ay başka memleketin birinde
–
Zamandır şu sıra
Hiç geçinemediğin
Kılıktan kılığa giren
Kendisine hiç sözünü geçiremediğin
–
Durdurmak istersin bir ara
İstemediğin günleri ötelemek için
Hatta geri sarmak bile gelir içinden
Söylenmişi söylenmemiş
Yaşanmışı yaşanmamış kılmak için
–
Davetsiz misafir olur kimi zaman
Hem de hiç beklemediğin
Ve de bir an önce
Çekip gitmesini istediğin
–
Zaman
Beynini, bedenini
Kemiren bir kurt olur
Bakarsın en dar gününe yetişen
Bir umut olur
–
İlaç gibi gelir zaman
Şifa olur bazen
Onulmaz yaralara
Çeker götürür seni kimi
Tarifsiz diyarlara
–
İmtihandır bazılarına
En çetrefilli
En içinden çıkılmaz sorularıyla
Diyet ödetir kimine
Hesapsız sonuçlarıyla
–
Bir serin rüzgardır
İçini okşayan
Birden bir alev oluverir
Bütün benliğini yakan
–
İşte zaman böyledir
Belki hiçbir şey ,belki de çok şey
Senin zamanın bunlardan hangisi
Necmi bey
–
Yoksa sen
Bütün bu zamanların dışında mısın?
Ya da tozlu raflarda unutulmuş
Ve miadı çoktan dolmuş
Bir ilaç mısın?
–
İyisi mi yazmakla,yaşamakla
Alış verişi kes
Kur sen çilingir sofranı
Bir dilim peynir yarım domates
Yani hayata YENİ den başla
Yanında kadim dost Poyraz Sali
Ve ikinci kadehten sonra
Varılacak nokta
“Ne olacak bu memleketin hali”
Necmi MOLA/26.02.2010