İkamet ettiğimiz Muratlı ilçesinde Belediye başkanı emekli öğretmenlere 24 Kasım öğretmenler günü vesilesi ile bir kahvaltı verdi. 28 Kasım Perşembe günü gerçekleşen bu etkinliğe sayıları 100 kadar olan emekli öğretmen ile ilçemizin kaymakamı da iştirak etti. Kahvaltı menüsü ile Belediye Başkanı Varol Türel’in öğretmenlere birer gül sunması da ayrı bir incelik idi. Senede bir gün de olsa hatırlanıyor olmak mutlu etti bizleri.
Günümüzde teknoloji başta olmak üzere birçok alandaki gelişmelere rağmen insanımızın giderek daha bir yalnızlaştığına tanık olmaktayız. Yaşlar ilerleyip kemale ermeye ve emeklilik hayatı başlayınca bu daha fazla hissediliyor. Çalışma hayatı içinde mesai arkadaşları, öğretmen arkadaşları ile bir şekilde iletişim sürdürüldüğünden bu pek fark edilmiyor.
Bundan 50-60 yıl kadar önce ilçemizin nüfusu bugünün yarısı kadar bile yoktu. Hem yazlık hem kışlık sinemanın olduğu yıllar yani. Çarşıda bulunan Öğretmenler Derneği Lokali hem çalışan hem emekli öğretmenlerin buluşma yeriydi. Bir köşesinde kitaplığın ve günlük gazetelerin bulunduğu bölüm, diğer kısmında da satranç ve diğer oyunların oynandığı kısım vardı. O zamanlar kasabamızda tek bir doktor, tek bir avukat ve tek bir hâkim olduğu günlerdi. Bu kişiler de derneğe uğrar ve herkesin birbiri ile paylaştığı şeyler olurdu.
Kahvaltıda aynı ilçede yaşıyor olmamıza rağmen yıllardır görmediğimiz bazı okul, sınıf arkadaşlarımızı da görme fırsatım oldu. Emekli olunca daha çok birbirine ihtiyacı olan bu insanların niye bu kadar kopuk olduğunu sorguladım kendi kendime. Bunu kendimce bazı sebeplere bağladım. Birincisi televizyon dediğimiz ve her gün daha cazip modeli çıkan bu aygıt insanları gönüllü bir esarete sürüklüyor. Hele cep telefonuna ne demeli? Fiziken bir arada olan insanları dahi ekrana kilitliyor ve yalnızlaştırıyor.
Önceleri dernek lokalleri vasıtası ile gerçekleşen buluşmalar daha sonra öğretmenevleri yapılanması ile devam eder oldu. Yapımında öğretmenlerin de emek ve katkısı olan Muratlı Öğretmenevi uzun yıllar öğretmenlerin, emekli öğretmenlerin buluşma ve uğrak yeri oldu. Giriş katında idari bölüm, okuma ve dinlenme alanı, birinci katta oyun alanı, misafirhane, teras katta da nişan toplantı gibi etkinliklerin gerçekleştirildiği bölümler vardı.
Her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bunun da öğretmenlerin elinden bir gün alınacağını nerden bilebilirdik. Hangi akla hizmet ettiğini bilmeyen bir irade -birçok il ve ilçede hala öğretmenevi mevcutken- bunu öğretmenlerin elinden niçin aldı hiç anlamış değilim. Aldı da ne oldu? Daha öncelikli hizmet için kullansalar yine yüreğim yanmaz.
En son gördüğümde kapısına kilit vurulmuş, camları kırık, bakımsız tam bir mezbelelik halindeydi. Kapısında beyaz zemine yazılmış öğretmenevi tabelası hala eski günlerin özlemini yansıtıyor sanki. “Değdi mi?” dedim içimden. Öğretmenlerin, özellikle yıllarını bu ülkenin çocuklarını yetiştirmeye adamış emekli öğretmenlerin çeşitli kahve köşelerinde bir sığıntı haline gelmesi çok mu mutlu etti birilerini.
Kahvaltıda masamıza gelen Belediye başkanı ile de kısaca paylaştık bu durumu. Bununla ilgili arayış içinde olduğunu, eski ortaokulun eklentisi yapılardan birini düşündüğünü ancak onun elli yıllığına -malum vakıflardan birine- kiralanmış olduğunu belirtti. Mevcut varlıkları nasıl insanların mutluluğu için kullanırız arayışı yerine, insanlar bunlardan nasıl yoksun bırakılır anlayışı hâkim sanki. Başkanımız bu konuda başka seçenekler üzerinde durduğunu belirtti. Biz de inşallah diye ümitlendik. Bekleyelim ve görelim.
Kahvaltı vesilesi ile bizi bir araya getiren Belediye Başkanımıza tekrar teşekkür eder, öğretmenleri kıyıda köşede birbirinden kopuk bir hayattan kurtaracak gayretlerinin başarı ile sonuçlanmasını yürekten temenni ederiz.