Bir yeri en iyi gezmenin ve öğrenmenin yolu bence elinde harita ile adımlamak diye düşünüyorum. Bir de Şangay’da olduğu gibi harita ile gerçek coğrafya uyum ve bütünlük içideyse herşey daha kolay oluyor. Son günlerde bu yöntemi daha kolaylıkla uygular olduk.
Yine harita elimizde “İşte şurası bilmem ne sokağı, buradan döndüğümüzde şu caddeye çıkmamız gerekir” diye yorumlu ve karşılaştırmalı yürüyüşümüz devam ederken hemen yanımızda “Fuxing Park” yazısını görünce hem yorgunluk atmak, hem de yeşile karşı öteden beri duyduğum özlemi yerine getirmek adına içeri girip biraz mola vermeye karar verdik. Bu arada parka girişteki seyyar satıcıdan yemek için 3 RMB vererek iki adet muz satın aldık.
Mola verdiğimiz Fu Xing parkının eskiden Fransız imtiyazlı bölgesinde özel bir mülk iken yine fransızlar tarafından satın alınıp 1909 yılında park yapılarak halka açıldığını öğrendik. Geçmişindeki bu durum dolayısı ile de Paris şehir parkına benzetildiği belirtiliyor. Günümüzde de şehrin en popüler parkları arasında yer alan bu mekanın dört yöne kapısı bulunmaktadır.
2007 yılında geniş çaplı bir restarsyondan geçirilen bu park kuzey fransız ve güney çin özelliklerini taşır duruma getirilmiş durumdadır. 20.000 gül fidanı ile başta Karl Marx olmak üzere çeşitli heykelleri de içinde barındırmaktadır. Gölgesinde bize de kısa bir süre ev sahipliği yapan bu mekana karşı biz de vefa borcumuzu birkaç resimle blogumuza davet ederek ödeyelim dedim.