Hong Kong Çin’in güney kesiminde kaldığından nispeten ılıman bir iklime sahip. Bu yüzden olacak otellerinde, evlerinde ve bir çok yerlerindeki klimaların sadece soğutma amaçlı bir teknik özelliğe sahip olduğunu da öğrenmiş olduk. Biz geldiğimizde havanın biraz soğumuş olması ayrıca Sevgili eşim Nuray’ın da benim de sıcağı biraz seviyor olmamızdan otel odasına ek olarak elektrikli radyatör ve ek battaniye tedariki ile durumu idare ettik. Havanın bizce serince olduğu durumlarda dahi bindiğimiz taksilerin hepsinde soğutmaya dönük klimaların çalışmakta olduğunu görünce şaşırdık ve en azından bizim bulunduğumuz sırada kapatılmasını sağladık.
Hong Kong’taki günlerimizde gezilerimizi kalmış olduğumuz otelin yakın çevresinden başlayarak sürdürdük Önce yakınlardaki Man Mo tapınağına kadar ne olduğunu anlamadığımız kurutulmuş ( gıda ya da başka şey de olabilir) maddelerin satıldığı iş yerleri ve antika türü eşyaların satıldığı dükkanları seyrederek gittik. Hong Kong’ta kilise, cami tapınak gibi farklı inançlara sahip insanların ibadetlerini sürdürebilecekleri yerlere rastlamak mümkün.
1848 yılında inşa edilen Man Mo tapınağı Edebiyat Tanrısı Man ile savaş Tanrısı Mo Tai adına yapılmış ve Hong Kong en eski ve önemli tapınakları arasında yer alıyor. Akademik başarı ve eğitimle ilgili konular başta olmak üzere ziyaretçilerin dualarını yaptığı bu tapınakta fazlaca tütsü olduğu için ziyareti kısa tutmak gerekebilir. Tapınak ziyaretinden sonra tapınağın karşı alt sokağındaki bit pazarı ve antika dükkanlarını gezmek de ilgi çekici olabilir diye düşünüyorum.
Tapınak ziyaretinden sonra Hong Hong ziyaretlerinin olmazsa olmazı olarak sayılan bizim seyir tepesi diyebileceğimiz orijinal ismiyle de Victoria Peak denilen yere gittik. Hong Kong adasının batısında yer alan ve yaklaşık 500 metre yüksekliğindeki bu tepeye yol boyunca yemyeşil ormanlığı ve deniz manzarasını seyrede seyrede taksi ile gittik. Tabi buraya otobüs ve finüküler sistem gibi ulaşım imkanlarının bulunduğunu da bu arada belirtmek isterim. Hong Kong’u 360 derecelik bir açıdan seyretmek için çıkacağınız terasa tabi ücret ödeyerek çıkıyorsunuz. Biz çıktığımızda hava biraz puslu olmasına rağmen gördüğünüz manzara gerçekten muhteşem ve ödediğiniz ücrete değer diye düşünüyorum.
Hong Kong hipodromu ve burada yapılan at yarışlarını da kısa ziyaret programımıza sığdırdık. Aslında alan olarak bizim Veliefendi’nin yarısı kadar olmasına rağmen dikine yapılaşma ile burada bizimkinin iki katı kaynak ve kapasite yaratıldığını söyleyebilirim. Hipodromda bir yarış izleyip –Oğlumuz Gençer’in danışmanlığı ile 4 numaralı at ile sembolik miktarda şansımız deneyip ve de ne gariptir ki 1/1,5 kazandıktan sonra -oradan ayrıldık
.Hong Kong da attığımız her adımda Sevgili oğlumuz Gençer hep yanımızdaydı bizi hiç yalnız bırakmadı. Pardon bir gece ben yalnız kaldım dinlenmeyi tercih ettiğim için o anne oğul masaj keyfi yaşamışlar. Belki başka yerlere gittilerse de özenmeyeyim diye bana söylememişlerdir…
Hong Kong’ta bize can-ı gönülden refakat eden oğlumuz Gençer bizi Şangay’da yaşamakta olan ve Hong Kong’a bir toplantıya gelen Büyük Oğlumuz Dinçer ve onun eşi kızımız Mügeye teslim ederek İstanbul’a döndü. Hong Kong’taki bundan sonraki günlerimizde bize onlar refakat etti. İlk iş olarak da bizi Hong Kong’un bana göre daha keyifli olan yüzüne, Repulse Bay adlı bölgesine götürdüler. Burası gerçekten görülmeye ve hatta yaşanmaya değer bir coğrafya idi. Yeşil yamaçlara sırtını dayamış güzel bir koy ve alabildiğine geniş kumsalı ve masmavi denizi ile insanı kendine davet ediyordu sanki. Tabi buralarda da Hong Kong’un değişmez gerçeği olan çok katlı binaların olduğunu hatırlatalım. Bu arada şehrin en pahalı konutlarının da bu bölgede olduğu bilgisine de sahip olmuş olduk. Denize girme, güneşlenme, dinlenme alışveriş yapma etkinliklerinin bir arada olduğu bu sahilde köpek balıklarından korunmak için önleyici ağlar konduğuna ilk burada tanık oldum. Bu güzel atmosferi daha güzel ve anlamlı kılan bir yaşanmışlığı da paylaşmak isterim. Repulse Bay da oturan , Dinçer ve Mügenin iş arkadaşları olan Erdal ve Yasemin Tamer çiftinin bizi sabah kahvaltısına davet etmeleri, onlarla geçirdiğimiz kısa da olsa beraberlik dakikaları bu geziyi son derece zevkli ve keyifli hale getirdi.
Repulse Bay dan sonra yönümüzü yine buraya yakın olan bir başka güzel bir sahil kasabası olan Stanley’e çevirdik. Hong Kong’un güney doğusunda olan bu yerleşim yerinde de plajlar ve rüzgar sörfü yapılacak imkanlar bulunmaktadır. Burada ayrıca her türden hediyelik eşya alabileceğiniz çok sayıda dükkan ve sokak satıcısını da bulabilirsiniz.
Hong Kong’da sizlere eşlik etmek büyük keyifti efendim, tez zamanda tekrarlayalım inşallah
Bizim için de tarifsiz ve sınırsız bir keyifti. Tekrarlama fikrini de yürekten destekliyoruz. Her şey için yürekten teşekkür ederiz. Kucak dolusu sevgi ve selam….